Twitter Tarikatı

Eskiden şöyle bir soru-cevap vardı;

-Bir siyasetçi ile bir sineğin müşterek noktası nedir?

-İkisininde gazete ile öldürülebilir olmasıdır.

Bu soru-cevap günümüze göre revize edilse muhtemelen şöyle olur;

-Korona ile Twitter'ın müşterek noktası nedir?

-Ani öldürücülerdir.

Yobazlık kavramının yalnzca dindar/dinsiz zihniyete ait olduğunu, bağnaz kavramının yalnızca sağ/sol zihniyete ait olduğunu düşünen, yobaz ve bağnaz bir kesim var.

Onlarca yıl önce, Malcolm X verdiği bir konferans sırasında şunları söyledi; Medya olayı size öyle bir lanse eder ki, suçluyu masum, suçsuzu zalim görmeniz gayet olağandır.

Günümüzde yapılan araştırmalarda, özellikle Türkiye'de yapılan haberlerin en az yarısı yalan ve gerçek dışı. İstihbarat bilimi ile uğraşan araştırmacıların verilerine göre ise, sosyal medyada ki bilgilerin %90'ından daha fazlası, yalan ve yanlışlardan ibaretler. Bu Twitter Tarikatı mensupları, yeri gelir acımasızca, yeri gelir insafsızca her gün onlarca kişiyi resmen harcıyor.

Ülkemizde ki hukukçu problemlerini de üzerine koyunca, adaletimiz bu tarikata göre eğiliyor, bükülüyor ve doğruluyor.

Sosyal medya ve kullanımının, artık ortaokullardan itibaren zorunlu olarak, eğitim müfredatında zorunlu hale gelmesi gerekiyor. Bir şekilde müfredata eklemeliyiz ki bu sosyal medyanın karar kurulu, idam mangası, infaz kurulu veya adalet sarayı olmadığı anlatılmalı. Bununla beraber, sosyal medya kullanıcılarının da insan olduğu, orada hakimiyetsizce bir özgürlüğün olmadığı öğretilmeli. Düşünün ki şu an, sosyal medyada Cumhurbaşkanı na hakaret davası ile yargılanan onbinlerce insan var. Bunların belki de üç beş bini bunun yanlış ve suç olduğunu biliyordur.

Özellikle bu pandemi döneminde, dijitalleşmenin kat ve kat arttığı görülmektedir. Sosyal medya kullanım taban yaşı da bir hayli aşağıda artık. Buna bir şekilde yasal olarak el atılmalı. En azından yeni gelen nesiller adab-ı muaşeretin hem sosyal hem de dijital dünya için olduğunu bilerek yetişmelidir.

Tamamen yasaklanmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Onlarca aktif sosyal medya var, hangi birini kapatacaksın?

Şöyle de bir araştırma yapılsa Twitter'da, öne çıkan başlıklar üzerinde twit atan insanların hemen hemen hepsi, aynı kelimeleri, aynı cümle yapılarını hatta aynı dil bilgisi hatalarını yaptıkları görülecektir. Bu demek oluyor ki delinin birisi bir taş atmış... Hikayenin devamını biliyorsunuz.

Tek tip düşüncenin defalarca, yüzbinlerce, milyonlarca paylaşılması, birilerine elbette bir yılgınlık oluşturur. Ancak bu oluşumu, kesin doğru olarak ispat edebilen belki bin kişi bile yoktur. Geriye kalan o binlere ne demeli?

-Aha bi ibne köpek dövmüş. Saldır!

Bunun amacı belli yani, birkaç kişi görsün, bunu duyarlı zannetsin, bir iki beğenilsin tamam, bu yani bunun olayı.

Bu tarikatın mensupları da, tıpkı diğer çoğu tarikatlar gibi birkaç kişinin iki dudağında bir şeyler yaşıyorlar. Kullanmayın, silin gitsin, bunlar boş şeyler demiyorum. Ancak Uğur Mumcu'nun kitaplarında defalarca söylediği gibi; Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz. Bir şeylerin ölümüne katkı sağlamadan önce defalarca düşünmek gerekir. Sağlık ve selametle...