top of page

Susma Ve Konuşma Adabı Kitap Kesitleri

“Kulun kalbi dosdoğru olmadıkça imanı dosdoğru olmaz. Dili dosdoğru olmadıkça, kalbi dosdoğru olmaz. Kişi, komşusu kendisinin kötülüğünden emin olmadıkça cennete giremez.”


Ebu Said el­Hudri Radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor;

“Ademoğlu sabahladığı zaman, bütün organları dile isyan ederek derler ki;

“Bizlerin hakkımızda Allah’tan kork! Şüphesiz sen doğru olursan bizler de doğru oluruz ve sen eğri olursan bizler de eğri oluruz.”


“Kim dilini (insanların malından ve namusundan) men ederse, Allah Azze ve Celle onun ayıplarını örter. Kim kızgınlığına hâkim olursa, Allah Azze ve Celle onu azabından

korur. Kim de Allah’a mazeretini arz ederse, Allah Azze ve Celle özrünü kabul eder.”


Muaz Bin Cebel r.a. dedi ki; “Ey Allah’ın Rasulü ! Bana tavsiyede bulun” Buyurdu ki;

“Allah’a O’nu görür gibi ibadette bulun. Kendini ölülerden say. Dilersen sana, kendisiyle bunlara sahip olabileceğin şeyi göstereyim.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, eliyle dilini gösterdi ve buyurdu ki; “İşte budur.”


Abdullah Bin Amr Radıyallahu anhuma dedi ki;

“Bir delil üzere olmadığın şeyi bırak, seni ilgilendirmeyen şey hakkında konuşma, gümüşünü (paranı) koruduğun gibi dilini muhafaza et.


Sufyan Bin Suleym Radıyallahu anh’den;

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Dikkat edin! İbadetlerin en kolayını ve bedene en hafif gelenini haber vereyim mi? Susmak ve güzel ahlaktır.”


Cabir Radıyallahu anh’den; “Bir adam Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e

“Hangi İslam en faziletlidir?” diye sordu. Buyurdu ki;

“Müslümanları, elinden ve dilinden selamette kılanınki.”

(Bu hadiste soran kimsenin murad ettiği; “İslam’ın en faziletli tarifi hangisidir” şeklindedir. Nitekim Müslim’in rivayetinde;

“Müslümanların hangisi daha faziletlidir?” diye sorulduğu varid olmuştur. Yani en faziletli haslet sorulmaktadır. Yine bu hadiste “İman artar ve eksilir” diyen kimse için bir delil mevcuttur. Böylece Müslümanların İslam’a bağlı sıfatlarından bazılarıyla birinin diğerine göre daha faziletli olabileceği sabit olmaktadır.


Vehb Bin Münebbih Radıyallahu anh’den “Şu Davud Aleyhis selam ailesinin hikmetlerindendir;

“Akıl sahibi kimseye; zamanı(nın insanlarını) tanıması, dili koruması ve işine yönelmesi bir vazifedir.”


el-­Evzai Radıyallahu anh’den; “Ömer Bin Abdülaziz Radıyallahu anh bize bir mektup yazmıştı. Mekhul ile benden başkası onu ezberlemedi; Mektup da şöyle yazıyordu;

“Bundan sonra; Kim ölümü hatırlamayı çoğaltırsa dünyadan çok az bir şeye razı olur. Kim konuştuğu şeyleri amelinden sayarsa (bunu bilirse), kendisine faydası olmayan konuşmasını azaltır."


Vüheyb Bin el­Verd Radıyallahu anh dedi ki;

“Şöyle denilirdi; “Hikmet on parçadır. Dokuzu susmakta onuncusu insanlardan uzaklaşıp uzlete çekilmektedir."


Abdullah İbnül Mübarek Radıyallahu anh dedi ki;

“Bazıları uzleti şöyle açıkladılar; İnsanlarla birlikte bulunup, onlar Allah’ı zikretmeye dalınca onlara katılmak ve onlar Allah’ın zikri dışında şeylere dalınca susmaktır."


Rakab el­Mısrî Radıyallahu anh’den; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Malının fazlasını infak edene ve sözün fazlasından kendisini tutana ne mutlu!”


El-­Evzai Radıyallahu anh’den; “Süleyman Bin Davud Aleyhis selam dedi ki; “Söz gümüş ise susmak altındır.”


Muhammed Bin Abdül Vehhab es­Sukkeri’den;

“Susmak kişiye şu iki hasleti bir arada toplamayı sağlar; dininde selamet ve arkadaşını anlamak."


İmran Bin Yezid’den; Ali Bin Ebi Talib Radıyallahu anh dedi ki;

“Dil bedenin kıvamıdır. Dil dosdoğru olursa, organlar da dosdoğru olur. Dil doğru olmazsa diğer organlar da doğru olmaz.”


Bilal Bin Haris el­Müzeni Radıyallahu anh’den;

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Kişi ucunun nereye vardığını bilmediği, Allah’ın razı olacağı bir söz söyler de, bu sebeple Allah ona, kendisiyle karşılaşacağı güne kadar rızasını yazar. Yine kişi, ucunun nereye vardığını bilmeden, Allah’ın gazabını icap ettiren bir söz söyler de, bu sebeple Allah ona, kıyamet gününe kadar gazabını yazar.”

Hadisin ravisi Alkame Bin Vakkas der ki; “Nice söylemek istediğim şeyler vardır ki, Bilal Bin Haris’in rivayet ettiği bu hadis, beni ondan alıkoyar."


Ali Bin Huseyn Zeynel Abidin Radıyallahu anh dedi ki;

“İnsanın dili, (yazıcı) meleğin kalemidir. Nefesi de onun mürekkebidir."


İbrahim et­Teymi Radıyallahu anh dedi ki;

“Mü’min konuşmak istediği zaman bakar, eğer söyleyeceği şey lehinde ise konuşur, aleyhinde ise susar. Facir (günahkâr) ise, diline gelen her şeyi konuşur da konuşur."


İbrahim et­Teymi dedi ki; “Yalancı çıkmaktan korktuğum için, sözümü amelime arz edemem."


Seyar Ebil Hakim dedi ki; “Lokman Hekim’e;

“Hikmetin nedir?” denildi. O da dedi ki; “Ben saklanan şeyi araştırmam, beni ilgilendirmeyen

şeyin üzerinde durmam.”


Amr İbni Kays’tan; “Bir adam Lokman’a uğradı ve onun yanında insanların toplanmış olduğunu gördü.

“Sen falan oğullarının kölesi değil misin?” dedi. O da “Evet” deyince, gördüğü bu hale nasıl eriştiğini sordu. Lokman Aleyhis selam dedi ki;

“Doğruyu söylemek ve beni ilgilendirmeyen şeyler hakkında susmak sayesinde."


Ömer Bin el­Hattab Radıyallahu anh dedi ki;

“İlim şu üç şey için öğrenilmez ve şu üç şey için de ilim terk edilmez; ilim, tartışmak, onunla övünmek ve onunla riya yapmak için öğrenilmez. İlmi talep etmekten utanmak, ilmi gereksiz saymak ve cehalete razı olmak sebebiyle de ilim öğrenmek terk edilmez!”


Abdullah Bin es­Saib Radıyallahu anh dedi ki;

“Ben cahiliye de iken Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ortağı idim. Medine’ye geldiğimizde bana; “Beni tanıdın mı?” buyurdu. Bende; “Evet, sen ortağımdın. Ne güzel bir ortaktın. Ne bir muhalefet ederdin, ne de tartışırdın."


.Ömer Bin el­Hattab Radıyallahu anh’den;

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Ümmetimi için en çok korktuğum şey; dili âlim olan (ağzı iyi laf yapan) münafıklardır."


Fatıma Radıyallahu anha’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Ümmetimin şerlileri bol nimetlerle gıdalanıp, çeşit çeşit yemekler yiyen, renkli elbiseler giyen ve ağzını eğip bükerek (edebiyat parçalamak için) konuşanlardır."


Ebu Hureyre Radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Her Müslüman’ın kanı, malı ve şahsiyeti diğer Müslümana haramdır.”


Ebu Hureyre Radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Birbirinize haset etmeyin, nefretleşmeyin, bir birbirinize sırt çevirmeyin ve bazınız diğerini gıybet etmesin! Allah’ın kardeş kulları olun!"


Enes İbni Malik Radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“İsra gecesi, tırnakları ile yüzlerini tırmalayan bir kavme uğradım. Dedim ki;

“Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?” Dedi ki; “Bunlar insanların gıybetini edenler ve onların gizli

hallerini araştıranlardır."


Ebu Hureyre Radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Riba (faiz) yetmiş günahtır. En düşüğü kişinin anasını nikâhlaması gibidir. En kötüsü ise Müslüman kişinin (gıybetini yapmaktır)”

(Haysiyetine hakaret etmek, ayıp aramak, namusuna

halel getirmek bu hadisin nehyi kapsamındadır.­ mütercim­)


Simak el­Hanefi’den; “İbni Abbas r.a. kişinin; “tembelim” demesinden hoşlanmazdı.


Cafer Bin Avn’dan; Mis’ar Bin Kidam r.a. oğluna dedi ki;

“Ey Kidam! Sana armağan ediyorum nasihatimi,

dinle sana çok şefkatli olan babayı;

şaka ve tartışmaya gelince, bırak bunları

doğru kimseyi razı etmeyen iki ahlakı.

Ben tecrübe ettim bunları, asla övmem

Ne komşuluk, ne arkadaşlık için

Cehalet yük olur gence kavmi içinde

Soyu hangi ırktan olursa olsun insanlar içinde."


Halid Bin Safvan dedi ki; “Mizah, ahmaklık sebeplerindendir. Şöyle denilirdi;

“Her şeyin bir tohumu vardır. Düşmanlığın tohumu da mizahtır."



el­-Hasen el­-Basri r.a.’den; “Şöyle söylenirdi;

“Hikmet sahibinin dili, kalbinin arkasındadır. Bir şey söylemek istediğinde kalbine döner, eğer lehinde ise söyler, aleyhinde ise susar. Cahilin kalbi ise dilinin ucundadır. Hiç kalbine yönelmeden diline ne gelirse söyler."



A’la Bin Ziyad dedi ki; “Ömer r.a. bir gezintideydi ve şarkı söyledi. Arkasından dedi ki;

“Saçmalık yaptığımda bana engel olmayacak mısınız?


Es’ad Bin Ubeydullah el­Mahzumi’den;

“Abdulmelik Bin Mervan bana, insanlara Kur’an’ı öğrettiğim gibi, doğruluğa niyet etmeyi öğretmemi de emretti.”


Ebi Husayn’dan; Birisi İbni Mesud r.a.’e geldi ve kendisine özlü, faydalı kelimeler öğretmesini istedi. O da dedi ki;

“Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ibadet et. Nerede olursan ol, Kur’an ile beraber ol. Kim sana küçük olsun büyük olsun, doğruluk ile gelirse, senden uzak ve sevmediğin bir kimse bile olsa ondan bunu kabul et. Kim de sana küçük olsun, büyük olsun, yalan ile gelirse, sevdiğin ve yakının bile olsa onu geri çevir."


İbn Hureyviz, Fadl Bin Utbe Bin Ebi Leheb için şu şiiri söyledi;

"Bizler öyle insanlarız ki, zorunlu olarak doğru sözlülüktür karakterimiz

Düşünürsen hayayı giyindiklerini, hastalığın onları bozmadığını anlarsın,

Kardeşliğin kötüsü yutucu kardeşliktir, kardeşliğin mizacı, kardeşini inandırır

Amcamın oğlu ağırbaşlılığımın bana zarar verdiğini iddia eder, ağırbaşlılık, bana değil ehline dahi zarar vermez."


Ebu Hureyre r.a’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Allah Kıyamet gününde şu üç kimseye (rahmet nazarıyla) bakmaz; zina eden ihtiyar (evli), yalancı imam ve muhtaç olduğu halde kibirlenen kişi."


Ömer r.a. dedi ki; “Sizi görmeden bizim için en sevimliniz, ismi güzel olanınızdır. Gördükten sonra en sevimli olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır. İmtihan ettiğimiz zaman en sevimliniz ise en doğru konuşanınız ve en güvenilir olanınızdır."


İbrahim (en­Nehaî) dedi ki; “Yalanın orucu bozduğu söylenirdi."


İbni Avn r.a.’den; Birisi İbrahim en­Nehaî’ye özür beyan etti. O da dedi ki;

“Sen özür dilemeden biz seni mazur görürüz. Zira özür dilemeye yalan da karışır.”


Ebu Salih el­Mervezi’den; Rafi Bin Eşras’ı şöyle derken işittim;

“Yalan söylemenin akibeti, doğru söylediğinin de kabul edilmemesidir derler. Ben de diyorum ki; günahkâr ve bidatçi kimsenin akibeti, iyiliklerinin hatırlanmamasıdır.”


Enes Bin Malik r.a.'den; Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

"Mirac'a çıktığımda, tırnakları ile yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir kavme uğradım. Dedim ki; “Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?” Dedi ki; “Bunlar insanların (gıybetini ederek) etlerini yiyenler

ve onların namuslarına leke sürenlerdir."


Ebi Bekre r.a.’den; “Birisi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında birisini övdü. Bunun üzerine buyurdu ki;

“Sana yazıklar olsun, arkadaşını boğazladın. Eğer biriniz muhakkak kardeşini övecekse ve onu dediği gibi biliyorsa; “Ben onu şöyle zannediyorum” desin. Allah o kimseye yeter, hesabını görücüdür. Kesinlikle Allah katında hiç kimseyi temize çıkarmayın."

(Bu hadisi şerifte sufilerin şeyhlerine “gavs” “kutbuz

zaman” “şefaatçimiz” diye aşırı tazimlerine bir ihtar vardır.)



Vehb Bin Münebbih r.a. dedi ki; “Birisi, sende olmayan şeyle seni överse, sende olmayan şeyle seni yermeyeceğinden emin olma!”


Vehb Bin Münebbih r.a.’den; “Tabipler, tıbbın başının sıcaklık olduğunda, hikmet sahipleri de hikmetin başının susmak olduğunda birleştiler."


el­-Hasen (el­-Basrî) r.a. dedi ki; “İnsanları amelleri ile tanıyın, sözlerine bakmayın. Zira Allah bir sözü, ancak tasdik veya tekzib eden bir ameli üzerine delil kılmadan bırakmaz. Güzel bir söz işittiğinde sahibi hakkında karar vermede acele etme. Eğer sözü ile ameli uygunsa ne âlâ. Onu kardeş edin ve sev. Sözü ile ameli tutmuyorsa onda seni şüphelendiren ya da onun senden gizlediği ne var bak. Adeoğlunun aldanışı gibi aldanmaktan sakın! Şüphesiz senin bir sözün bir de amelin vardır. Amelin sana sözünden daha layıktır. Şüphesiz senin bir gizli halin, bir de aşikâr halin vardır. Gizli halin sana aşikâr halinden daha layıktır. Aynı şekilde senin bir şimdin bir de sonran vardır. Sonran (akibetin) sana şimdinden daha layıktır."


Ömer Bin Abdulaziz r.a.'den; "Kim dinini tartışmalara hedef yaparsa sık fikir değiştirir.


el­-Hasen Bin Said el­-Bahilî'den; Abdullah bin el­ Mubarek r.a. şu beyitlerden daha güzeliyle misal getirmedi; "Dilini koru zira dil, kişiyi öldürmekte süratlidir, Dil kalptekinin habercisidir, kişilerin aklının delilidir."


er­Rayaşî bana şu şiiri söyledi;

"Yiğidin dili, kendisinin kurdudur,

Onu güçten düşürür yiyerek,

Türlü konuşmak gibi acizlik yoktur,

İşin doğrusu ve bâtılı onun için eşittir."


Abdullah Bin Dinar'dan; "Hikmet sahipleri derler ki; Susmak beş şeyden kaynaklanır;

"ilimden, ağırbaşlılıktan, acizlikten, cahillikten ve tahammülden."


Halid er­Rabiî dedi ki; "Şu üç şeyi benden ezberleyin ve birer birer öğrenin. Zira sizler hepsine güç yetiremezsiniz; Yalanı, gıybet, ve yemini terk etmek."


er­Rabîa'dan; Muhammed Bin Sîrîn dedi ki;

"Kardeşinin hakkında ardından onda olan bir şeyi söylersen bu gıybettir. Onda olmayan bir şeyle anarsan bu da iftiradır. Zulüm ise kardeşinin iyiliklerini unutup onda bildiğin çirkinlikleri anmandır."


Hadis senetlerini ve kaynaklarını burada yazmadım ki direk kitabın kendisi ile tanışın ve oradan okuyun. Çok hacimli bir kitap değil 265 sayfa. Bu nacizane tavsiye ettiğim ilk kitap olsun. Umarım faydalı olur. Sağlık ve selametle...


46 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page