top of page

Köpekligimin Sadakati

Hiçbir hayvan sahiplendiğiniz oldu mu? Sarıca uzaylı gibi davranan bir kedi veya sizi görünce çılgına dönüp pamuk tüylü bir köpek veya ciyak ciyak evin içinde dolaşan akıl küpü bir kuşunuz...

Gelin beraber bugün bu sevimlilerden biri olalım. Şimdi bir kuşsunuz ve sizi sahiplenen, besleyen, sizinle oyunlar oynayan o iyi niyetli kişi işe gidiyor. Yeminizi suyunuzu tamamlamış ancak akşama kadar gelmeyeceğini biliyorsunuz. Gelceği ümidiyle bekliyorsunuz. Canınız sıkılıyor evin içinde oraya buraya uçup, bulduğunuz bir kaç şeyi gagalıyorsunuz. Canınız sıkılıyor kafesinize girip şöyle bi kestireyim diyorsunuz. Henüz daha öğle saatleri. Acaba gelmeyecek mi ki? Sabah evden çıkarken ki duruşu, bakışı sanki biraz gergindi. Akşam olduğunda bir kilit sesi ile çılgına dönüyorsunuz. Sizinle gelip oyunlar oynamasını sizi sevmesini istiyorsunuz. Biraz sırnaşmaktan zarar gelmez düşüncesiyle, uçup kafasına konarak periyotlar halinde enrjinizi onun sizi sevmesine harcıyorsunuz. Televizyon izliyor, kitap okuyor sizde onu sabote etmeye, tatlılıklar yapmaya devam ediyorsunuz. En son sizinle üç beş dakika oynaştıktan sonra, sizi tekrar serbest bırakıp, uyumak üzere yatağına uzanıyor. Sabah olacak aynı periyotlarla, aynı monotunlukla günler geçip gidiyor. Sizin hayatınızın neredeyse tamamını, diğerlerine nazaran daha sevimli, daha iyi ve daha güzel, sizi sahiplenen o insancık oluşturuyor. Sizde o insanın hayatının en fazla %5'ini oluşturuyorsunuz muhtemelen. O sizin en iyi ve en yakın arkadaşınızken, siz onun evinde beslediği, boncuk pamuk gibi isimler taktığı bir kuşsunuz. Sizin değeriniz ancak siz o evden ayrıldıktan sonra tam olarak bilinecek.

Şimdi aktif okul hayatınızı, iş hayatınızı veya arkadaşlıklarınızı düşünün. Okulda ki hocanız size sanki bir hayvanmışsınız gibi, okul derslerinizden başka işinizin olmadığını ve sizin ona muhtaç olduğunuzu defalarca söyler. İş yerinizde ki patronunuz, sanki sizin hayatınız yalnızca işinizden ibaretmiş gibi, köpek muamelesi yaparak size canının istediği zaman istediği şekilde emirler yağdırır. Arkadaşlarınız, sanki sizin hayatınız onlardan ibaretmişçesine, kedi muamelesi yaparak sizin bulunduğunuz yerde, yediğiniz yemekte onların hakkı olduğunu düşünürler.


Üniversite yıllarımda iş ararken şöyle bir hatıram oldu. Part time olacak şekilde iş arıyorum. Bir fırın buldum, adam saat 17:00 ile 23:00 arası çalışabileceğimi söyledi. Eğer ki o uygun olmazsa 07:00 ile 13:00 arası olabileceğini de söyledi. Unlu mamüller az buçuk bildiğim iş olunca, bir öğrenciye nazaran güzel bir gelir elde edebilirdim. Kyk yurtlarında yurda son giriş saatimiz de 23:00 olduğu için ben yurt müdüründen ricada bulunmak üzere odasına girdim ve yarım saat geç gelebilmek için izni istedim. İzin vermedi buna. Yurt parasında zorlanıyorsam belediye ile görüşebileceğini tavsiye etti bana da onu bende yapardım. Ben kendi emeğimle, maddi konular kafamı bulandırmadan yaşamak istiyorum. Herhangi bir belediyeye, kuruma veya insana bağlanmaksızın. Tabii o izin vermeyince b planı; ikinci öğretimlerin dersine girerek, sabah işe gitmek idi. Bölüm başkanını rahatsız ederek bu konuda bana bir tolerans sağlamalarını rica ettim. O yurt müdürü kadar nazik olamadı maalesef. Öğrenci nereye kayıtlı ise orada girmek zorunda diyerek geçiştirdi. Mecbur son şık, yeni patron adayımdan 23:00 yerine 22:30'da çıkmayı rica ettim. Adamdan sanki şirket arabası istemişim gibi çok güzel bir muamele ile karşılaştıktan sonra kuyruğuma bakarak geri döndüm. Şimdi o patron adayı, yurt müdürü ve bölüm başkanı gençliğin geldiği noktadan naralar atarken, çalışıp kendi parasını kazanmak isteyen bir gence tolerans göstermemeleri ne kadar tezat değil mi?

Sen hem gençlerin asosyal, pasif, akıllarının bir karış havada olduğunu, geçim derdini bilmediklerini, rahata alıştıklarını iddia et hemde adama köpek muamelesi yaparak karşılık ver. Benim yarım saat erken çıkacak olmam o fırını batırmayacaktı, yarım saat geç girsem o yurt kapatılmayacaktı, ikinci öğretimin dersine girsem kimseye bir zararım dokunmayacaktı, bunu onlarda biliyorlar. Mesele ne peki? Mesele; ben bir köpeğim. Köpekliğimin de sadakati yerinde olmalı. Ben öğrenciysem benim hayatım yalnızca derslerden ibaret olmalı, ben işçiysem benim hayatım yalnızca o olmalı, ben yurtta kalıyorsam asla oranın kurallarında taviz göstermemeliyim.

Şu an ülke genelinde uzaktan eğitim uygulaması var. Ben bana biçilen bu köpek yaftasını bırakıp, pandeminin ilk gününden itibaren çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum. Bunlardan yalnızca 20 günü resmi idi geriye kalan yaklaşık 12 ay gayriresmi, demek ki isteyen bir gence esneklik, tolerans sağlanabilir. Bir insanın hayatına dokunmaksa amaç; kurallar dokunacak ve dokunulacak kişinin hayatına göre belirlenmeli. Bu adam benim himayemde o zaman benim kurallarım yaşanacak derseniz eğer, siz bencil, empati yoksunu, egoist, cahil, asosyal, narsist bir gençlik bekleyin. Bunu söylemek belki benim haddim değil fakat birilerinin gençliği yetiştirenin bu ülkenin orta yaş ve üstü insanlar olduğunu söylemeli. Benim akranlarıma, benden küçük kardeşlerime ve büyüklerime tavsiyem; her ne olursa olsun karşınızdakinin de sizin gibi etten kemikten olduğunu unutmayın. Oda en az sizin kadar sıkıntı çekti veya çekecek. Karşınızda size derdini analatan insanı anlamak için dinleyin, cevap vermek veya racon kesmek için değil. Bu hayat ne romantik diziler kadar toz pembe, ne de Kurtlar Vadisi kadar entrikalı değil. Bir insana dokunmak istiyorsanız kendiniz olarak dokunun. Eğer ki bir insanı yanlıştan çevirecekseniz de herkesin bildiği klişeler ile, dizi-film replikleri ile veya bilinen yönetmelikler ile değil kendi bilginizle düşüncenizle çevirmeye çalışın. Hayat matematik problemlerinden çok daha karmaşık. Yönetmeliklerden çok daha detaylı. Şiirlerden çok daha kafiyeli. Şarkılardan çok daha ezgili.

Hayatımızı kaçırmamalıyız. Hayatları kaçırmamalıyız. Meziyetlerimizi insanları bize bağımlı kılcaka şekilde kullanmaktansa bizi sevmelerine sebep olacak şekilde kullanalım. Bağımlı olduklarımızı da sevdiklerimize değişmeyelim. Bu hayata geldik madem, buna değecek şekilde yaşayalım. Sağlık ve selametle...


40 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page