top of page

Hayat Yol'u

Eskilerin anlattığı zorluğu yaşamak istercesine, yıllarca okuluna da, işine de, evine de yürüyerek gidip gelmeyi daha çok tercih etti. Soranlara, "toplu taşıma sevmiyorum" ucuz yalanlarla cevap vererek, yürümenin bilinen klişe faydaları ile de tavsiyelerde bulunurdu.

Aslında yürümenin onun için zevki bir başkaydı. Göğsünü kabartıp, burnunu dikerek, "ben bugün on beş kilometre yol yürüdüm" diyerek ego beslemek değildi. Daha başka kimselerin bilmediği, bilemeyeceği... Onun aldığı zevk, o saatler süren yolun verdiği o yorgunluk hissi. Yorgunluk ayak parmak uçlarından bileklerine, daha sonra diz kapaklarına, daha sonra beline, daha sonra omuzlarına ve en sanki vücuduna ağır gelen, uzun uzun saç telleri çıkartan biçimsiz kafasına bir bıçak gibi saplanır.

O yolda yürürken sevdikleri ile kurduğu muhabbet, nefret ettikleri ile girdiği tartışmalar, okuduğu kitaplardan kesitler ve dinlediklerinden, gördüklerinden kendince yaptığı çıkarımlar, kimi zaman ağacın dalında ki bu kuş olarak, kimi zaman yersizce havlayan sokak köpeği, kimi zaman kaldırımın eksik kilitli taşı olarak birer birer çıkar karşısına. Bunlarla yüzleşmek istediği için yürümeli onca yolu. Kulaklığından çıkan ve sürekli çalan aynı şarkılar, sıkılmasına rağmen, şarkılara kaydettiği onlarca hatıra da bu yolda yüzleşmeye olanak tanıyor. Yüzleşerek bazı şeyleri kafasında bitirmeli.

Beyaz filtreli, uzun sigarasını her ağzına götürdüğünde, yeni bir yüzleşme sonuçlanıp, kafasında bitmiş olmalı. En azından bunu insanlara hissettirmeli.

Evine girdiği zaman güler yüzü ile, ailesine gülmeyi bulaştırmalı. İş yerine girdiğinde, kendinden feda etmeksizin enerji dağıtmalı. Okula girdiğinde, insanlar farkında olmadan muhabbet halkaları kurmalı. Yoksa ne manası vardı yürümenin? Eşek de bilir yol yürümeyi.

Öyle bir yürünmeli ki o yol, sevdiğine söyleyemediği, sevgisini anlatmak için ihtiyaç duyduğu, henüz daha icat edilmemiş hayalet kelimeler dökülsün yollara. Kalbini kırdığı insanlardan, bu yol üzerinde özür dilemeli. Bu yolda öpmeli annesini...

Öyle yorulmalı ki bu yolda, tekrar oturduğunda kendini daha uzun, daha olgun ve bitmiş bulmalı. Bu yolda yorulmadan dinlenmesin. Bir katarsis yaşatsın bu yol. Onca yolu başının üzerinde geldiğini kimse bilmemeli.

Şimdi yeni yollar keşfetme zamanı gelmiş gibi görünüyor. Yüzünde ki kırışıklıklar derinleşmiş, gözleri çekilmiş, kamburu iyice eğilmiş. Yoldan bıktığı için değil, sanki bu yol artık kabul etmiyor kendisini. Kaldırımlar taşımıyor artık, dallardaki kuşlar görünce yüz çeviriyor artık, köpekler yüzüne karşı havlayamıyor köpekler, şarkılar da ahengini yitirmiş zaten...

O yolla son kez yüzleşmek için son bir defa daha yorulacak. Her zamankinden daha çok yorulacak, daha zor bitecek bu mesele. Yolun üstüne gitse köpek kaçacak, kuş uçacak, kaldırım çökecek. En iyisi kabullenmek suçu. Sessizce sakince yürümek. Hayran olduğu uzaklara yürümek. Keşfedeceği yeni yolda, eski yoldan kareler arayacak. Artık o yolu hatırlatan müzikler dinlenmemeli, ama bir kez daha dinlemeyi isteyecek. Eski yolun kaldırımlarını özleyecek. O yüzleri, sesleri, kokuları özleyecek. Yeni yol belki daha uzun, daha yorucu, daha çok köpekli, daha az kuşlu, daha bozuk kaldırımlı...

Birgün, son bir yol keşfedecek. Taşların yarısı eksik kaldırımda, peşinde onlarca kuşla ve yolun kenarında havlayan onlarca köpeğe rağmen yürüyecek o yolu. Sonu uçurum bu yolun. Uçurumun eşiğine geldiğinde, dönecek arkasına, son bir sigara ile, son yüzleşmesi ile son meseleyi bitirecek. Bu kez yalnızca kafasında değil, tüm vücudunda. Geçtiği yolların tamamı görünecek. Kendini uçurumdan aşağı bırakmadan önce, son kez bakacak geçtiği yollara. Bu dipsiz uçurum biraz sonra yutacak, tek isteğiydi bu yol üzere...

Tekrar arkasını dönüp, önce sigara izmaritini, ardından çelimsiz bedenini bırakacak boşluğa. Tüm yol şaşkın. Kuşlar yeni bir yoldaş bekleyecek. Bu biraz uzun sürebilir. Köpekler şimdi çok sessiz, pişmanca bakıyorlar etraflarına, kim bilir bir daha ne zaman boğazları yırtılana kadar havlayacaklar? Kaldırımlar eksik taşların yerini doldurması için otlar bitirecek, belki bir ihtimal geri gelir diye. Bu uçurumu bildiği halde kabul etmişti bu yolu. Dikenine rağmen, son sigaraya değmesi için kabul etmişti. Atlamadan önce bir gün yaşamak istemişti. Yaşatmadı bu yollar...

17 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page