top of page

Hangi Güce İtaat Ediyor?

Bu yazımda size kendimden bir sır vermek istiyorum. Bir insanı tanımaya çalışırken onlarca parametreye bakarız. Bakmamız da gerekir diye düşünüyorum. Benim son aylarda keşfettiğim ve sizinle de paylaşmak istediğim bir metodum var.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu metot benim kendimce, AİBÜ’de akademisyenlik yapan üç hanımefendinin spesifik olarak yöneticilere, öğretmenlere ve kadınlara yönelik araştırmalarından geliştirdiğim bir şey. Özellikle iş hayatında ki izlenimlerim bana doğru bir yol izlediğimi tecrübe ettirdi. Gücün tanımını yapacak olursak eğer kısaca şunu söyleyebiliriz; iş yapma veya yaptırabilme kabiliyetidir. Bu doğrultuda insanları itaat ettikleri güce göre yargılıyorum.

Yargılıyorum ifadesinin biraz sert kaçtığını biliyorum çünkü yargılamanın hep kötü bir şey olduğu lanse edildi bize fakat sağlıklı ve doğru yargılama her zaman bir adım önde olmayı sağlar. Burada bahsi geçen yargılama insanları körü körüne yargılama değil. Bu yargılama meselesi ile ilgili bir anımı paylaşayım sizinle. Konya’da üniversite okuyan bir arkadaşımla beden dili tartışması yaptık. Beden diline göre ben insanlar hakkında birkaç yorum yapınca ön yargıcı bir kimliğe büründüm. Kimlik mühim değil, ilerleyen günlerde başta Joe Navarro gibi isimler olmak üzere beden dili kitapları ve Nevzat Tarhan gibi isimlerin de psikoloji kitaplarını tavsiye ettim. Okuduktan sonra biz beraber oyun oynar gibi resimlerden kendimizce çıkarımlar yapmaya başladık. Bu sonradan sonraya onun çok hoşuna gitti ki muhtemelen hayatın bir hilesi olduğunu düşünerek sanki insanlardan bir adım önde olduğunu hissetti. Haberlerde kulağınıza gelmiştir, Konya’da pompalı silahlı bir saldırı olmuş. Adam ateş edeceği ortama gelene kadar ceketinin içinde saklayarak gelmiş ve uygun ortamı bulunca silahını çıkarıp ateşlemiş. Detayları tam olarak bilmiyorum, benim arkadaşım da o saldırıya şahit olanlardan. Telefonda beni arayıp olayı anlattı, bende tam o sırada başka bir şeyle meşguldüm tam dinlemedim açıkçası ancak şunları söylediğini hatırlıyorum; sanki hislerim yön verdi bana ve arkadaşlarımı da alıp ben sıkıldım diyerek oradan çıkmıştık, biz çıktıktan yarım dakika sonra ateş sesleri duyuldu. Düşünün bu çocuğun halini, o saldırgan adamın neyine göre yargıladı? Kıyafetine göre, duruşuna göre, yüzünde ki ifadelere göre… Demem o ki sağlıklı, bilinçli yapılabilen bir yargılama bizi bir adım öne geçirebilir.

Şimdi itaat ettikleri güce insanları nasıl yargılıyorum? Bunu izah edeyim. Aynı araştırmada gücün sınıflandırması genel olarak şu şekilde yapılıyor;

1. Ödüllendirici güç, yaparsan ödül var, yapmazsan herhangi bir yaptırım yok. Daha önce bir yazımda, Beni Ödülle Cezalandırma kitabından alıntılar paylaşmıştım. Ödüllendirici güç çoğunlukla ebeveynler kullandığı ancak iş hayatında da kısmen kullanılan bir güç türüdür. Şöyle kısmen; bir firmaya belli bir iş üzerine girersiniz ancak orada ki idari personelin ayak işleri de size teklif edilir, yapmazsanız kimse niye yapmadın demez, yaparsanız ödülünüzü alırsınız.

2. Zorlayıcı güç, yapmazsan ceza var, yaparsan herhangi bir şey yok. Buda çoğunlukla üniversitelerde akademisyenlerin, iş hayatlarında da patronun bir altında bulunan insanların kullandıkları güç çeşididir.

3. Yasal güç, özellikle devlet tarafından verilen makam ve mevkilerin arkasına saklanarak duruş sergileyen insanların sahip oldukları güç çeşididir. Bu tarz insanların hikayelerini çok duyarsınız veya yakın çevrenizde de vardır. Eski bir genelkurmay başkanı, görevinden emekli olduktan sonra bir misafirliğe gittiğinde karton bardakla bir çay verildiğini, kimsenin onunla ilgilenmediğini ve görevinin başındayken durumun çok daha farklı olduğunu iletir.

4. Karizmatik güç, çok nadir insanlarda bulunan güç çeşididir. Atatürk, Malcolm X veya Martin Luther King gibi nadir insanlarda bulunan ender bir güç çeşididir.

Genel hatlarıyla sınıflandırma bu şekilde. Ben ise kendimden bir madde daha koydum bunu en son izah edeceğim. Daha önce ki çalıştığınız yerleri anımsayın, işyerinizi denetlemeye gelen insanlarla beraber düşünün bunu. Orada ki denetleyici yasal güce sahiptir. Onun sahip olduğu bu yasal güçten dolayı muhtemelen patronunuz yağla balla besler onu. İşi bitince de tanımaz. Şimdi patronunuzun nasıl bir insan olduğunu öğrenmek istiyorsanız şu soruları sormalısınız?

· Her misafirini yağla balla besler mi? Cevap evetse iyilik hanesine puanını ekleyin

· Her denetçiyi yağla balla besler mi? İlk sorunun cevabı hayır, bu evet ise kötülük hanesine gereken puanları ekleyin.

Bu iki soru gibi çeşitlendirmeler yapılabilir, denetçinin yanında nasıl konuşuyor, nasıl yürüyor, nasıl duruyor gibi… Yalnızca patronunuz içinde değil diğer iş arkadaşlarınızı da gözlemleyebilirsiniz. Peki iyi veya kötü sonucuna vardığımızda ne yapmalıyız? Orası ise bambaşka bir hikaye olur.

Şimdi ödüllendirici güce sahip bir patronunuz olduğunu düşünün ve onun ayak işlerini yapan bir eleman var. O elemanı izliyorsunuz, sorulması gereken sorular şunlar;

· Bunu ödül için mi yapıyor yoksa o güce yakın gözükmek için mi? En can alıcı noktadır. Eğer ki o ödül için yapıyorsa çokta bir sorun yoktur ortada. Alan razı veren razı… Ancak o güce yakın durmak için yapıyorsa, yakında birkaç kişiye müdürlük taslaması muhtemeldir.

· Aynı iş yerinde çalışan diğer insanların ricalarını da yerine getiriyor mu? Yani aynı ayak işini maddi olarak çıkar sağlamadığı bir başkası için yapabilir mi? Yapabilirse iyilik hanesine gereken puanını yazın.

Bu sorular da yine çeşitlilik kazanabilir. Soruları olabildiğince kısa ve öz tutmaya çalışıyorum.

Zorlayıcı güce sahip bir iş arkadaşınız olduğunu düşünün. Genelde bu gücü kullanan insanlar kıdem olarak daha üstün olurlar. Bu gücün altında bir stajyer olduğunu düşünün, sorulması gereken sorular şunlar;

· Staj süresi için mi bu güce itaat ediyor yoksa iş öğrenmek için mi? Staj süresi içinse çok bir numarası yoktur bu kişinin ancak iş öğrenmek içinse günü geldiğinde o gücü kullanarak büyük bir sıçrama yaşayabilir. Bu sıçrama olumlu olmak zorunda değil.

· Stajyerin kendisine örnek aldığı güç stili birebir başındaki ile aynı mı? Birebir aynı ise muhtemelen o stajyer birilerine iş öğretme aşamasına geldiğinde götü başı ayrı oynar. Ancak kendine has bir başka gücü elinde tutarsa ileride güzel bir guru olabilir.

Kıdem olarak diğer çalışanlardan aşağıda bulunup, işin mutfağında kendini belli edebilecek insanları tanımak için aslında bu iki soru yeterlidir. Ancak yine sorular ve parametreler çoğaltılıp daha çok tanımlama yapılabilir.

Karizmatik güce itaat eden insanları tanımak en zorudur. Çünkü bu güce sahip insan sayısı ne kadar enderse, bu güce itaat eden insanların sayısı hayli fazla olur. Bu güç tarzına sahip insanlara karşı itaat eden insanlar, çok çabuk ikna olduklarını, hayır diyemediklerini ve hayran olduklarını ifade ederler. Bu aslında itaat edenlerden çok güç sahiplerinin özelliğidir. Ancak bu güce itaat eden bir insanı tanımak için şu sorular sorulabilir;

· Karizma o insan için neyi ifade ediyor? Mizah yeteneği mi, zeka mı, tecrübe mi, cesaret mi…? Bunlara bakılması gerekiyor. Püf nokta insanlar kendilerinde olmayana hayranlık, kendinde olup bir başka kişide ilgi gören özelliklere kıskançlık güdebilirler. Güdebilirler diyorum özellikle çünkü zeki bir insan zeki bir başka insanı karizmatik bulabilir. Ona göre karizma neyi ifade ediyorsa onun karakteristiği hakkında ona göre yorum yapabiliriz.

· İkinci soru birinci sorunun devamı niteliğinde. Varsayalım ki itaat eden insan için karizma tecrübe ifade etsin. Bir başka tecrübeli insana yine o şekilde yaklaşır mı yoksa duyduğu o itaat yalnızca bir kişiye mi has? Bu sorunun cevabı tam alınabilirse itaat eden insanın ne niyetle insanlara yaklaştığı çözümlenebilir.

Şimdi bu yazıda ki yazılanlardan iş hayatınızda özellikle yeni bir yerde işe başladığınızda, karşınıza çıkacak üç temel insanı ve dört temel güç sitilini anlattım. Bunlar sayesinde iş arkadaşlarınızı, patronunuzu daha iyi tanıyıp ona göre tavır alabilirsiniz. Şunu belirtmekte fayda var, bir işe girmeyi planlıyorsanız kendinizi bir sorgulamanız gerekir. Ben bu işte ehil miyim veya bunu öğrenebilir miyim veya seviyor muyum veya sevebilir miyim? İşyerinin mekanı benim çalışmama uygun mu? İş arkadaşım olacak insanlar bana uygun mu? İş yeri idarecileri bana uygun mu? Sorularıyla bir sınama yapmak gerekir. Bu soruların cevabını kendinize çok hızlı vermeniz gerekecek. Bunun için kendinize bir temel skala oluşturun ve ön yargılarınızı, bilinçli yargılarınızla değiştirin. Bu bilinçli yargılama başarı sağlayacak olursa, o ortamın yalakasını da liderini de emektarını da kolayca çözümleyebilirsiniz. Bu çözümlemelerinize karşılık kimle dostluk kuracağınız, kimden uzak duracağınız belli olur ve gereksiz tantanaları kafanıza takmadan yalnızca işinizle ve sizi pozitif etkileyen insanlarla ilgilenirsiniz. Mutlaka ama mutlaka her insan bir güce itaat eder. Doğanın kanunudur bu. İş hayatını tecrübeli insanlar bilir, tam bir kurtlar sofrasıdır. Refleksif olarak değil reflektif olarak verilmesi gereken kararlarla ilerleme kaydedilir.

Benim uydurduğum güç sitili ise hayalet güç. Hayalet güce sahip olan insanların herhangi bir yaptırım gücü filan olmaz. Yani ne makamı vardır ne de parası. Ancak bazı insanlar bunlara itaat eder. İtaat edenlerin tek geçerli sebepleri hayalet güce sahip insanların kendilerini anladıklarıdır. Bu güce itaat eden insanlar için çok fazla sorgulamaya gerek yok, hayatlarının şu an bir uçurum boşluğunda olduğunu düşünebilirsiniz. Ve suiistimale, kandırılmaya ve harcanmaya çok müsaittirler. Hayalet güce sahip kişi eğer ki bir art niyet taşıyorsa, itaat edenin vay haline demek yanlış olmaz. Ancak iyi niyetli iseler de çok babacan dostluklar çıkabilir ortaya.

Bu yazdıklarımın tek dayanağı benim. Okuduğum bir bilimsel araştırmadan ve yaşanmışlıklarımdan yola çıkarak yazdım bunları. Umarım sizler içinde faydalı olur. Sağlık ve selametle…

33 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page