ÇOCUK GELISIMINDE “PIDE” ANLAYISI
Çocuk eğitimi anlayışını değiştiren Dr. Özgür Bolat’ın “Beni Ödülle Cezalandırma” kitabından alıntılar.
Çocuk ile gerçek ilişkinin temelinde güven, saygı ve anlayış, yapay ilişkinin temelinde kontrol vardır. Yapay ilişki “Nasıl yaptırabilirim?”, gerçek ilişki “Nasıl anlayabilirim ve yardımcı olurum?”, sorusunu sorar. Gerçek ilişki kurma konusunda PİDE ( Perspektif, İhtiyaç, Duygu, Emek) adlı bir anlayış geliştirdim. Bu anlayışı benimserseniz, çocuğunuzla gerçek ilişki kurarsınız. Peki nedir bu anlayış?
1-Perspektif: Çocuğun bakış açısını öğrenin. Örneğin öğretmen sınıfta bağırıyor: “Çocuklar gürültü yapıyorsunuz. Ders işleyemiyoruz. Sessiz olun.” Bu yorumun üzerine ben de çocuklara soruyorum: “Çocuklar sınıfta gürültü var mı?” Çocuklar “Hayır yok” diyor. Öğretmen sınıftaki “sesi”, “gürültü” olarak yorumluyor ama çocuklar aynı şekilde yorumlamıyor. Öğretmen duruma çocukların yorumuyla değil, kendi yorumuyla yaklaşıyor. Doğal olarak ilişki, kurulamdan bozuluyor. Öğretmen, öznel yargı yerine nesnel gözlemini paylaşsa, öğrencilerle hemfikir olabilir. Örneğin, “gürültü” yerine “konuşma sesleri var” dese, çocuklar itiraz edemez. Çünkü bu objektif ve herkes tarafından kabul edilebilecek bir gözlemdir. Çocukla ilişki kurmanın ilk adımı, duruma öznel değil, objektif yaklaşmak. Eğer bir konu hakkında öznel bir yaklaşımınız varsa, bu yargıyı empoze etmeden önce, çocuğun o davranışa yüklediği anlamı öğrenmeniz gerekir. Kendi yargımızı empoze ettiğimiz an, çocuk anlaşılmadığını hissedecek ve doğal olarak itiraz edecektir.
2-İhtiyacını Anla: Durumu objektif olarak adlandırdıktan ve onunla hemfikir olduktan sonra, çocuğun ihtiyacını anlamak gerekiyor. Çocuk sizin istemediğiniz bir davranışı sergiliyorsa, o davranışı bir ihtiyacını karşılamak için yapıyordur. O davranış sizin ihtiyacınızı karşılamıyor olabilir ama çocuğun ihtiyacını karşılıyordur. Yani, çocuğun yaptığı her davranış, kendisi açısından bir anlam taşıyordur. Annenin babanın mantıksız bulduğu bir şey çocuk açısından mantıklı olabilir. Örneğin çocuk gece yatmak istemiyor. Anne kızıyor ya da, “Her gece saat 9.00’ da yatarsan hafta sonu seni sinemaya götüreceğim “ diyor. Anne çocuğum neden uyumak istemiyor, sorusunu sormuyor. Çocuk;
• Gün içinde enerjisini atamayan çocuk uyumak istemez. Beden uyku istemiyordur.
• Annesi ve babasıyla yeteri kadar ilişki kuramayan çocuk ilişki kurmak için uyumak istemez.
• Kendisiyle yüzleşmemek için( kendisiyle baş başa kalmak istemeyen çocuk ) uyumak istemez.
• Uyuyunca, anne veya baba eğlenceli bir şey yapacak ya da diğer kardeşiyle ilgilenecek diye korkan çocuk uyumak istemez.
• Endişeli çocuk odasında korktuğu için uyumak istemez.
Kök sebepleri anlamadan çocuğuna ödül veren anne, ona iki büyük zarar veriyor. Birincisi, zorla uyutuluyor, ona rehberlik etmiyor ve çocuğunu korkusuyla baş başa bırakıyor. Çocuk kendisini terk edilmiş ve yalnız hissediyor. İkinci büyük tehlike, anne çocuğa sinema ödülü vererek, benimle zaman geçirmek kazanılması gereken bir haktır, mesajı verir. Ödülle iş yaptırmaktansa, çocuğun asıl ihtiyacını anlamak gerekir. Asıl ihtiyacı anlayan anne zaten çocuğuna ödülle bir iş yaptırmak istemez. Bunun haksızlık olduğunu bilir. Onun yerine, onunla empati kurar ve çocuğuna yardımcı olur. Bu durumda da çocukla olan ilişkisi gelişir.
3- Duyguyu Anla ve Onayla: Çocuk babasıyla havuza gidiyor. Çocuk, “Yunus nerede?” diye soruyor. Cevap, “Oğlum burada yunus yok.” Çocuk, “Yunus istiyorum!” diye ağlamaya başlıyor. Akşam oluyor, güneş batıyor. Çocuk, “Güneş batmasın” diyor, anne, “ Saçmalama, yarın tekrar doğacak” diyor , çocuk başlıyor ağlamaya.
Bu davranışların hepsi yetişkinler açısından mantıksız ama çocuklar açısından mantıklı. Neden mi? Bunun iki sebebi var. İlki bilişsel, ikincisi duygusal.
Öğrenme, deneyim aracılığıyla beyinde şema oluşturma sürecidir. Çocuk dünyaya öğrene makinası olarak geldiği için her deneyimde beyninde bir şema oluşur. Bu şemaylada hayatı anlamlandırır. Çocuk yunus gösterisine gittiği an, kafasında bir şema oluşur. Bu şemada yunus, havuz ve kalabalık bulunur. Çocuk bu üçünü paketler ve bu şemaya bir isim verir. Örneğin bunun adı “etkinlik” şeması olsun. Bu şemaya bir de duygu yükler. Çocuğun burada hissettiği duygu, mutluluktur. Başka bir zaman çocuk babasıyla kalabalık bir havuza gider. Havuz ve kalabalık, “etkinlik” şemasının içinde olduğu için, o şema aktive olur ve çocuk hemen o şemadaki diğer objeyi (yunusu) arar. O objeyi bulamayıncada hayal kırıklığı yaşar. Tabii ki baba hayal kırıklığı yaşamaz çünkü onda “yunussuz havuz” şeması mevcuttur. “ Burada yunus yok açıklaması çocuğu ikna eder mi? Bir durum dışında bu açıklama işe yarar. Peki o durum ne?
Çocuk etkinlik şemasına mutluluk duygusunu da koymuştu. Dolayısıyla çocuk diyor ki: “Tamam, yunus yok, kabul ediyorum. Ama şu anda burada eğlenceli/mutluluk da yok.” Çocuklar objelerin olmamasını hoş görebilir ama duygunun yokluğunu hoş görmekte zorlanır. Çocuk yunussuz havuzda mutluluk duygusunu yaşasaydı ağlamazdı. Aynı şekilde, aslında çocuk güneş battığı için ağlamıyor, güneş batınca eve gideceği ve sıkılacağı veya korktuğu için ağlıyor. Anne çocuğun bu duygusunu anlamıyor ve ona kızıyor. Çocuk gece oluncada gündüz yaşadığı olumlu duyguları yaşasaydı ağlamazdı.
Ama burada daha derin bir sorun var. Bir baba dedi ki, “Çocuk duygusunu söylemezse, nasıl anlayacağım ki?” İşte asıl kritik nokta bu. Acaba çocuk neden direkt duygusunu söylemiyor da objeler üzerinden mesaj vermeye çalışıyor?
Objeler üzerinden mesaj vermek, “duygumu söylersem kabul görmem ve ailem bana kızar” düşüncelerini ortadan kaldırır. Örneğin, “Anne, akşam olunca, yeteri kadar oyun oynayamadığım için üzülüyorum” diyemez, “Güneş batmasın,” der. O zaman çocukla ilişki kurmanın en önemli yolu onun duygusunu anlamak ve onaylamaktır.
4- Emek: Aile olayı objektif olarak değerlendirdikten ve çocuğun perspektifini, ihtiyacını ve duygusunu anladıktan sonra, zaten doğal olarak empati kuracaktır. Ondan sonra ödülle kontrol etmek ve iş yaptırmak zaten mantıksız olacaktır. Sevginin birimi emek, emeğin birimi zamandır. Ama ödül tam tersi kısa ve kolay yoldur. Zaman ve emek vermez. Zorla iş yaptır ve kurtul, yöntemidir. Tüm ilişki kurma sürecine ket vurur. Sorunu anlamak ve çözmek EMEK ister...